KADİM KENTİN HİKAYELERİ
MUAMMER ŞAKRAK
1952 yılında, ilçemizin eski mahallelerinden Bucak Mahallesinde, merhum Kahveci olarak tanınan Battal Şakrak’ın beş çocuğundan biri olarak dünyaya gelmiştir. İlköğretimi Savaş İlköğretim okulunda, Ortaokul’u Bolvadin Lisesinin yanında bulunan okulda okur. Gökçeada Öğretmen Okulundan, Musa Pektaş, Ahmet Remzi Muratoğlu ile mezun olur. Gerek eğitim hayatı, gerek memurluk ve sivil hayatlarında siyasetle hep içli dışlı olmuştur. 1970-1997 yılları arasında, Çay Karamık Karacaören, Bolvadin Karayokuş, Çay Akkonak, Sandıklı Beşkuyucak, Yozgat Çekerek Gökdere Köyü, Çekerek İlçesi Merkez, İbrahim Karasekreter Kurucu Müdürlük yaparak emekli olmuştur. 1990 yılında hac farizasını getirmiş olup, dört çocuk babasıdır. Emeklilikten sonra kırtasiye işletmiş öğrenci yurdunda idarecilik yapmıştır. Yeni şeyler öğrenmesini seven, gündemi takip eden yapısı vardır. Teknolojiyle içli dışlıdır. Yaşıtlarına göre bilgisayar akıllı telefon bilgisi çok iyidir. İleri görüşlü olup, dinlemeyi ve konuşmayı sever.
GAZETE SATTIM SİMİTÇİLİK YAPTIM NUR PASTANESİNDE ÇALIŞTIM
Çocukluğumuzda ailemize destek olmak isterdik. Boş durmayı pek sevmezdim. Rahmetli Orhan Özkaldı’nın yanında gazete sattım. Herkes o dönem gazete okurdu şimdi gibi internet felan ne arasın? Boş vakitlerimde simitçilik yaptım. Nur Pastanesinde çalıştım. Muammer Yavuz ve Hilmi Kantar işletiyordu. Kendi harçlığımızı çıkardığımız gibi, ailemize de maddi olarak destek oluyorduk.
HEMEN ÖĞRETMEN OLMAK İSTEDİK
Musa Pektaş, Ahmet Remzi Muratoğlu ve ben aynı dönemin mezunlarıyız. Ortaokulun son sınıfında sınavlara katılıp, Gökçeada Öğretmen Okulunu kazandık. 1967 yılının şartlarında Eskişehir-Bursa -Çanakkale’ye varıp gecenin bir vaktinde vapur yolculuğu ile Gökçeada'ya vardık. Arkadaşlık bağımız fevkalade kuvvetliydi. Okulumuzu sorunsuz bir şekilde bitirdik.
1970 İLE BAŞLAYAN ÖĞRETMENLİK SERÜVENİM
1970 yılında, Çay İlçesinin Karamık köyüne atandım. Orada görev yaptık. Öğretmenlikte acemiliğimizi orada geçirdik diyebilirim. Sonra ilçemizin Karayokuş Köyüne göreve başladım. İnsanları fevkalade saygılıydı. Öğretmene sahip çıkarlardı. O dönem köy oda geleneği oralarda fazlaydı. Herkes köy odasında buluşurdu.
CEMAL HOCA O DÖNEM KARAYOKUŞ’UN İMAMIYDI BERABER GÜZEL ÇALIŞTIK
Cemal Karahan, Rabbim rahmetiyle muamele eylesin inşallah diyorum. O dönem kendisi Karayokuş’un imamıydı. Beraber uyum içerisinde çalışıyorduk. Ben okula onu ziyarete giderdim, o da beni camide yalnız bırakmazdı. Vatandaşı odada toplardık. Orada, gerek Kuran dersi gerek sosyal aktiviteler yapardık.
SÜLEYMAN EMMİNİN TRAKTÖR İLE BOLVADİN’E İNERDİM
O dönemlerde her köyde olduğu gibi, Karayokuş Köyünde de ulaşım sıkıntısı vardı. Rahmetli Süleyman Emmi, Bolvadin’e inerdi, bana da hocam Bolvadin’e gideceğin zaman haberim olsun seni götürürüm derdi. Araba bulamazsak, Karayokuş’tan yaya olarak Dişli Kasabasına iner oradan servis ile Bolvadin’e gelirdim. Karayokuş’tan yaya olarak Bolvadin’e bir buçuk saatte giderdim. Gençtik pek yorulmazdım.
AKKONAK’TA GENÇ YAŞTA İDARECİ OLDUM
Tabi, Karayokuş’tan sonra Akkonak’a tayin oldum. Beni müdürlük görevine uygun gördüler, görevi kabul ettim. Ancak beraber çalışacağımız arkadaşlar, benden yaşça büyüktü. Küçük yaşta idareci olmanın olumsuz yanı bu diyebilirim. Sağolsunlar onlarda bana yardımcı oldular. Akharım idi oranın adı. Daha sonra Akkonak oldu. Dostumuz, kardeşimiz orada çok. Her biriyle ailevi samimiyetimiz olmuştu.
YIL 1979 SANDIKLI’YA SÜRGÜN EDİLDİM
O dönem hükümet değişti. Herkesin siyasi rengi belliydi. Gerek öğrencilik gerekse de sivil hayatımızda siyasetle iç içeydik. Bu durum bize 1979 yılında olumsuz olarak yansıdı. Sandıklı Beşkuyucak Köyüne sürgün edildim.
1979’UN YAZIYDI BACANAĞIM BENİ İSVİÇRE’YE GÖTÜRDÜ
Sürgün olunca moralim bozuldu. Bacanağımda o yaz, İsviçre’den izne gelmişti. Giderken beni de turist olarak götürdü ancak, gelişen şartlar karşısında orada işçi olmaya karar verdim. Öğretmenlikten istifa mektubumu Türkiye’ye göndererek görevimden ayrıldım. Beş yıl orada çalıştıktan sonra, ülkeme geri dönüş yaptım.
DÖNÜŞTE DİYARBAKIR’A ATADILAR ANKARA’YA MEB PERSONEL GENEL MÜDÜRÜ İLE GÖRÜŞTÜM
Ben, Türk Bayrağının dalgalandığı her yerde görev yaparım. O aşk yüreğimde her daim var. ANAP hükümetinin ilk yıllarıydı. Görevime tekrar dönmek istedim ancak beni Diyarbakır’a atadılar. Ailem geniş, çocuklar var. Mahrumiyet bölgesi. Hemen Ankara’ya gittim. Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü ile görüştüm. Genel Müdüre durumu anlattım. Göreve karşı heyecan ve isteğimi görünce, Yozgat Çekerek Gökdere Köyü ve merkezinde görev yaptım. Üzülerek gitmiştim ama üzülerekte oradan ayrıldım.
ARTIK BOLVADİN’DEYDİM EMEKLİLİK KIRTASİYE ve YURT YÖNETİCİLİĞİ SÜRECİ
Yıl 1987’ydi. Memlekete tayin olmanın sevincini yaşıyorum. O yıl da İbrahim Karasekreter İlköğretim okulu yeni yapıldı. Beni oraya kurucu müdür olarak atadılar. Öğretmen arkadaşlarımızla hep, birlik ve beraberlik içerisinde çalıştık. Öğretmenlerime hep moral verirdim. Geç gelse tamam hocam ben seni biraz idare edeyim derdim. İdarecilik böyle bir şeydir. Öğretmen moralli olursa dersi moralli anlatır, moral öğrenciye yansır verimli olur. Öğretmen önce dersi sevmeli sonra öğrenciyi. Bu şiarla 1997 yılına kadar görev yaptım. Emekli oldum, 2007 yılına kadar kırtasiyecilik yaptım. 2017 yılına kadar da özel bir yurtta idarecilik görevinde bulundum.
KENDİMİ TANITINCA ELİMİ ÖPMEYE ÇALIŞTI
Birgün Afyon’dan otobüsle Bolvadin’e geliyordum.Yanıma birisi oturdu. Nerelisin falan derken Akkonaklı olduğunu söyledi. İsmini söyleyince öğrencim olduğunu tanıdım. Ama o beni tanıyamamıştı. Kendimi tanıtınca elimi öpmeye kalktı. Biraz konuştuk. Sonra bana; “Hocam hani beni sınıfın camını kırdım diye dövmüştün ya camı ben kırmamıştım ama korkumdan söyleyemedim” dedi. Bende hemen özür dileyip hakkını helal etmesini söyledim.Helal olsun hocam dedi. Allah razı olsun kendisinden kul hakkıyla gitmemenin sevincini yaşattı bana.
ALLAH’A HAMD OLSUN DİNİNE DEVLETİNE MİLLETİNE YARARLI ÖĞRENCİLER YETİŞTİRDİM
Emekli olduktan sonra geçmişe baktığımda, öğrencilerimin belirli mevkilere makamlara gelmesi beni ziyadesiyle memnun etti ama, en çokta dinine devletine milletine yararlı öğrencilerin yetişmesi beni mutlu etti. Öğrencilerimin, evlatlarımın selamlarını aldığım zaman ki yaşadığım mutluluk paha piçilemez. Allah’ım hepsine sağlık sıhhat esenlik içerisinde uzun ömürler nasip eylesin.
Yorumlar
Kalan Karakter: