1959 yılında ilçemizin İmaret mahallesinde, Hacı Mustafa Ata’nın oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Sekiz kardeştirler. Beş oğlan üç kızlardır. Atatürk ilkokulunda, İbrahim Karagüven’de, ortaokulu İhsan Kızıltoprak’ın disiplininde okumuştur. Bolvadin Lisesinden 1977 yılında mezun olmuş, aynı yıl Afyon Eğitim Entitüsü’ne kaydolmuştur. Üniversiteyi okuduğu yıllarda, ülkede yaşanan siyasi olaylardan etkilenmiş, bu zorlukla 1979 yılında mezun olmuştur. 1977 yılında, Noter’de kısa bir süre Çiğdem Aynacı’nın yanında noter memurluğu söz konusu olsa da, kendisi eğitim hayatına önem verdiği için görevinden ayrılmış okumaya devam etmiştir. 1979 yılında, Trabzon Araklı Küçükkuyucak Köyünde görev yapmış, daha sonra ilçemizde görevine devam etmiştir. 1980 yılında dünya evine girmiş, üç kız bir oğlan babasıdır. 2010 yılında hac farizasını yerine getirmiş olup, 2016 yılında emekliye ayrılmıştır. Şimdi ise, emeklilik hayatını sürdüğünü, evden camiye camiden eve bir yaşam tarzı benimsediğini, bununla birlikte her vakit farklı bir camide namaz kılmaya özen gösterdiğinden bahseder. Kabak çekirdeğini çok sever. Her daim yanında olur. Akrabalık ilişkilerine önem verir. Teknolojiyle yakından ilgilenir. Temizlik kırmızı çizgisidir.
MERHUM BABAMDAN BAHSETMEK İSTİYORUM
Merhum babam, eğitime fevkalade önem verirdi. İleri görüşlüydü. Oturaklıydı. Çarşı da yıllarca manifaturacılık yaptı. Daha sonra, lisenin pansiyonunu işletti. Sosyal ilişkilerinde çok başarılıydı. Kardeşlerimin hepsi de okudu. Yıllarca esnaflık yaptığı için, çevresi de fevkalade çoktu. Öğretmeninden müftüsüne, ilçemizin ileri gelenleriyle çeşitli görüş alışverişinde bulunurdu. Ayrılan çiftleri barıştırır, küs olan kişilerle arayı bulurdu. Ekonomik yönden sıkıntılı olan esnaf arkadaşlarının yanında olurdu. Babası Ulema Hacı Hasan Efendi olduğundan dolayı, manevi yönü de çok iyiydi diyebilirim.Velhasılı babamızdan çok şey öğrendik. Rabbim rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah diyorum.
İLK GÖREV YERİMDE SU YOL ULAŞIM ZORLUĞU HAT SAFHADAYDI
Öğretmenlik serüvenim, 1979 yılında başladı. Afyon Eğitim Entitüsü’nden mezun olmamın hemen ardından, Trabzon İlinin Araklı İlçesinin, Küçükkuyucak köyünde başladım. Bahsettiğim yıllarda, köyde elektirk, su, ulaşım, yok. Dağın tepesi. Köye çıkabilmeniz için, üç dört saat dağı tırmanmanız gerekiyor. Ağır şartlara daha fazla dayanamadım görevden ayrıldım.
SONRA 37 YIL MUKADDES ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNİ İCRA ETTİM ELHAMDULİLLAH
1980 yılında ilçemizin Çocuk Yetiştirme Yurdunda bir yıl kadar öğretmen olarak görev yaptım. 1981-1984 yılları arasında yine ilçemizin Yörükkaracaören Köyünde öğretmen olarak çalıştım. Daha sonra rotasyon çıktı. Rotasyonda, ise Samsun Gökçepınar Köyü çıktı. Bayrağın dalgalandığı her yerde görevimizi icra ederiz dedim, bir yıl da orada çalıştık. Eşim burada Ata Çeyiz Tuhafiyeyi işletiyordu. O sebepten dolayı eş durumundan tayin yaptık. İlçemizin Kurucuova Köyüne geldim. Dört yıl burada çalıştık sonra, 1988-2001 yılları arasında Kocatepe İlköğretim Okulu, 2001-2013 yılları arasında Bolvadin Hacı Ali Meryem İlköğretim Okulu, 2013’ten 2016’ya kadar ise, Hasan Gemici ve Fatih İlköğretim okullarında görev yaptım. 2016 yılında, Rabbim nasip etti, emekli oldum. Rabbim dileyen herkese nasip ve müyesser eylesin inşallah diyorum.
ÇOCUK OKULA GELMEDEN ABİSİNİN ÇALIŞMASIYLA OKUMA YAZMAYI SÖKMÜŞ
Mesleki hayatımızda her öğretmen gibi pek çok anımız var ancak ben unutamadığım anımı sizlerle paylaşmakta yarar görüyorum. Tabi sınıf öğretmeni olmamız nedeniyle, öğrenci okuma yazmayı bizden öğreniyor. Bizde fevkalade çaba gösteriyoruz. Derken, bir veli geldi. Hocam dedi, benim oğlana siz okuma yazma öğretiyorsun Allah razı olsun da, okula gelmeyen küçük kardeşi de okuma yazmayı söktü dedi. Nasıl diye şaşkınlıkla sordum, o sizin verdiğiniz ödevleri çocuk yaparken küçük kardeşi de tekrar ederek okuma yazmayı sökmüş dedi. Şaşırdım.
KIZARAN ELMA VE KURDELA ÇOCUKLARIMIZIN VAZGEÇİLMEZ ÖDÜL SİSTEMİYDİ
Eğitim de öğrenciye ödül vermek onun başarısını artıran unsurlardır. Örneğin, sınıfta her kişinin kâğıt üzerinde boş bir elma simgesi vardı. Öğrenci okumayı sökmeye başladığında, elmanın boş olan kısmına hafif bir kırmızı çizgi atardık, okumayı söktükçe içini kırmızıya boyardık. Öğrenci duvarda kendi elmasını takip eder, birbirleriyle hoş bir rekabet ortamı oluşurdu. Diğer taraftan, kurdela sistemi vardı mesela, öğrenci okumaya geçtiğinde okul önünde kurdela takılırdı, heyecanı sevinci görmeye değer. Ayakları kesilirdi mutluluktan. Bu da derslerine bağlılığını artırır, çalışmaya sevk ederdi öğrenciyi.
TEMİZLİK KONTROLÜ ve CUMA GÜNÜ TAHTAYA YAZILAN ÖDEVLER
Öğrencim olanlar iyi bilir. Sınıfımızda temizliğe fevkalade önem verirdik. Her pazartesi, mendil, tırnak kıyafet kontrolü yapardık. Buradaki gayemiz topluma sağlıklı ve temiz bireyler kazandırabilmek. Çok şükür başardım diye inanıyorum. Bir de Cuma günü, son ders tahtaya ödevler yazardım. O hafta işlenmiş tüm konuları baz alan ödevler verirdim. Buradaki gayem öğrenci dersten kopmasın. Pazartesiye çalışmış olarak gelsin ki bizde o iştah ve heyecanla yeni dersleri anlatalım.
2004 YILI YILIN EN İYİ ÖĞRETMENİ ÜNVANI TAKDİM EDİLDİ
Her yıl okul müdürleri, öğretmenlerin gerek dersteki performansı olsun, gerek öğrenciyle iletişimi olsun bu kriterler üzerinden değerlendirme yapıp, puan verirlerdi. Bu puan neticesinde her birine teşekkür ederim, beni yılın öğretmeni seçmişlerdi. Benle birlikte arkadaşlarımızda o dönem bu şekilde ödüllendirilmiştik.
15 TATİLDE KURS ŞAŞKINLIĞI
O dönemler Anadolu Liselerine fevkalade talep olurdu. Biz bu talebi yavrularımızda görürdük. Destek olabilme adına, mesai arkadaşım Abdülkadir Uşaklı da olmak üzere pek çok eğitimci arkadaşımız, gerek gece gerekse de 15 tatilde, kurs verirdik. Hatta bir Veli şaşırdı, “ hocam sizi tebrik ediyorum ama on beş tatilinizden feragat ederek ders vermeniz takdirimi kazanmıyor değil.” demişti.
ÖĞRENCİLERİMİZ YÜZÜMÜZÜ GÜLDÜRDÜ
Şöyle dönüp arkama baktığımızda, emeğimizin karşılığını görmek bize verilmiş en büyük hediyedir diyebilirim. Kurdela için birbirleriyle yarışan, kızaran elma için onca mücadele eden o yavrular, şu anda kimisi savcı, kimisi öğretmen, kimisi mühendis, kimisi memur, kimisi imam, kimisi esnaf, kimisi doktor, hemşire velhasılı öğrencilerimin hepsi de topluma yararlı birey oldular şükürler olsun. Şimdi beni gördüklerinde hatrımı sormaları, iyi olduklarını haber vermeli benim en büyük onur kaynağım.
KIRKGÖZ Haber ekibi olarak hocamıza sağlık sıhhat esenlik içerisinde uzun ömürler niyaz ediyoruz.
Yorumlar
Kalan Karakter: