Kısa süre önce yaşamını yitiren Yağcı İsmail Üresin’in ardından başta çarşı esnafı olmak üzere pek çok sevenleri Üresin’i özlüyor. İlçemiz yazarlarından N. Said Ekici kaleme aldığı yazıda İsmail Üresin’i anlattı. Satır aralarında halkın Üresin’i özlediği yorumları yapıldı. Merhuma Allah’tan rahmet aile efradına sabır ve baş sağlığı diliyoruz.
(Yağcı İsmail’in Ardından – N.Sait EKİCİ)
YAĞCILARIN İSMAİL
.Tek tek düşüyoruz ağaçtan… Dallarımız kuruyor, rüzgârın önünde savrulup gidiyoruz... Güz bitti, kış geldi… Gün ikindiye döndü.... Ha battı, ha batacak diyorum... Geçtiğimiz günlerde Yağcı İsmail Üresin de emaneti teslim ederek, bu geçici âlemde güzellikler bırakarak, ebedi âleme göçtü. Tanıdığım kadarıyla Rabb’inin sevgili bir kulu, ebediyet yurdunun bir eri olarak yaşadı. İman, ahlak, merhamet, neşe ve güzellikler yoluna adanmış bir ömrü yaşadı. Cemali de güzeldi, celili de…
.İyi bir dost, candan bir arkadaş, samimi bir dünür idi. Daha ilkokula başlamadan girdiği yağcı dükkanlarında, son nefesine kadar bütün ömrü boyunca çalıştı, çabaladı, bir yerlere geldi.
**********************
.Onun özelliklerine bir göz atacak olursak:
✓- Çok çalışkandı, çalışmayı üretmeyi sever, yetişecek iş varsa sabaha kadar uyumaz, o işi bitirir, çalışmayan tembellere de çok kızardı.
✓- Alçakgönüllü, mütevazı idi. Çocukla çocuk, büyükle büyük olurdu.
✓- Boğazına düşkündü, kendisi yemeği sevdiği gibi, etrafına da yedirmekten büyük zevk duyardı.
✓- Evin büyüğü olarak otoriterdi. Hep onun dediği olurdu. Kardeşi Sait ve iki oğlunun yanı sıra, iki yeğeniyle de gece gündüz çalışarak, topluma örnek oldular ve maddi yönden bir yerlere geldiler.
✓- “Ölünün yasçısı, düğünün tefçisi” idi. Çevresi geniş olduğu için, herkes tarafından okunur, davetlere de mutlaka icabet ederdi.
✓- Davetlerin neşesi idi. Bulunduğa topluma hemen karışır, orayı mutlaka neşelendirirdi.
✓- Borcu ve borçla mal almayı kesinlikle sevmez, peşin alır; satış yaparken de mümkün olduğunca peşin satmaya çalışırdı.
✓- İkna gücü çok fazla idi. Dükkanına giren müşteriyi ikna eder, gerekirse kâr etmeden satış yapardı.
***********************
✓-Çuvalla un veya şeker satışı yaptığında kişinin aracı yoksa, hemen sırtında veya bisikletin arkasına çuvalı koyarak evine götürüp teslim ederdi. Bunu Allah rızası için yapardı.
✓- Dükkanının önünden geçen eşini-dostunu dükkana çay içmeye davet eder, bardağın altında biraz çay bıraksan hemen ikaz eder ve onu da içirtirdi.
✓- Dükkanına giren kişiye veya yolda gördüğü sevdiği bir kişiye: “Seni verene gurban olurun!” diye karşılar, kucaklardı.
✓- Dükkanın bulunduğu sokağın neşe küpü idi. Yoldan gelip geçene laf atar, onlarla esenleşirdi. Dükkan komşularıyla da çok samimiydi.
✓- Yedirmeyi- içirmeyi çok sever fakat israfı kesinlikle sevmezdi.
✓- Herhangi bir konuda bir kişi yardım istediği zaman, işini-gücünü bırakır, onun yardımına koşardı.
✓-Dîni bütün bir insandı. Hacıları, hocaları çok sever hürmet gösterirdi.
✓- Davetlerde, mevlitlere, şerbetlerde, camilerde yapılan duaların sonlarında yüksek sesle “Amin!” der, böylece uyuyanları da uyandırırdı.
***********************
✓- Vakit namazlarını değişik camilerde kılmaya çalışır, uyku saatlerinin çoğunu Kur’an okuyarak ve ibadet ederek geçirirdi.
✓- En büyük zevk aldığı, sevdiği şeylerden birisi de, her cenazeye katılmasıydı. Kim olursa olsun, bildik-bilmedik her cenazeye mutlaka katılırdı.
✓- Cenazede bazı yapılacak kuralları kendine görev bilirdi. Cenazenin omuzlar üzerinde geldiği sokağa, karşı istikametten gelen araçları sokmaz, başka yola yönlendirirdi.
✓- Cenaze musallaya konulduğu zaman, cenazenin ne zaman namazının kılınacağını ve kalkacağını yüksek sesle duyurur, ruhuna Fatiha isterdi.
✓- Genellikle, cenaze taşıma aracının ön tarafına cenaze sahipleriyle birlikte oturur, mezarlığa öyle giderdi.
✓- Cenaze defnedildikten sonra, oradaki topluluğun taziyede bulunması ve cenaze sahiplerinin belli yere gelmesi için ikaz eder, ilk taziyede de o bulunurdu.
✓- Ani vefatı herkesi çok üzdü. Bolvadinli, buna karşı vefa borcunu ödedi. Evlerinin kapısından Çarşı Cami musallasına kadar kesintisiz saf olmuş cemaat vardı. Safa girip cenazeyi omuzlayan kişi, ikinci defa safa giremedi.
✓- Cami avlusu neredeyse cemaati almadı. Çok büyük cemaat vardı. Aynı cemaat mezara da gitti, orada da çok kalabalık vardı.
*********************
.Güzel insanlar güzel gidiyorlar lakin güzelliklerini de beraberlerinde götürüyorlar. Biz kendimize yanalım... Cenâb-ı Hakk onu sevdikleriyle haşretsin ve onlardan ayırmasın. Rabbim sualini kolay eylesin. Mekanı cennet, makamı âli olsun. (N.Sait EKİCİ)
Yorumlar
Kalan Karakter: