Eğitim, bir toplumun geleceğini şekillendiren en önemli unsurlardan biridir. Bu alana gönül vermiş öğretmenler, sadece bilgi aktarmakla kalmaz, aynı zamanda nesillerin karakterini ve bakış açısını şekillendirir. Afyonkarahisar Bolvadin’de uzun yıllar öğretmenlik ve idarecilik yapmış olan Kadri Sevim, eğitime adanmış bir ömrün en güzel örneklerinden biri. Onun meslek hayatına dair anıları, eğitimde yaşanan değişimler ve genç öğretmenlere verdiği tavsiyeler, geçmişten günümüze eğitim anlayışına ışık tutuyor.
⸻
Eğitim Yolculuğunun Başlangıcı
Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Tabii. Ben Kadri Sevim, 1 Ocak 1945 doğumluyum. Genelde herkes doğum tarihini Ocak 1 diye yazar ama benim gerçekten doğum günüm 1 Ocak. Babam Şerafettin Sevim, Bolvadin’de manifaturacılık yapardı. Dört kardeştik; iki kız, iki erkek. Çocukluğum Bolvadin’de geçti ve eğitim hayatım da burada başladı.
Öğretmenlik serüveniniz nasıl başladı?
Öğretmenlik mesleğine adım atmam 30 Kasım 1964’te oldu. İlk görev yerim, o zamanki adıyla Özburun Köyü idi. Ancak, 1965 yılında kısa dönem askerlik için Manisa’ya gittim. Dört aylık eğitimin ardından kura çekildi ve bana Milli Eğitim çıktı. Böylece askeri okul yerine köylere öğretmen olarak görevlendirildim. Tercih hakkım vardı ve ben Afyon’u seçtim. Sandıklı Dodurga Köyü’ne asker öğretmen olarak atandım. Orada iki yıl görev yaptıktan sonra askerlik sürem doldu ve Bolvadin’e tayin istedim.
⸻
Bolvadin’de Öğretmenlik Yılları
Bolvadin’de öğretmenlik süreciniz nasıl gelişti?
İlk olarak Bolvadin Ortakarabağ Köyü’ne tayin edildim ve burada bir yıl öğretmenlik yaptım. 1968 yılında Bolvadin Savaş İlkokulu’na atandım. Aynı yıl Temmuz ayında evlendim ve bu okulda 15 Aralık 1993 tarihine kadar, yani emekli olana kadar, görev yaptım. Meslek hayatımın son iki yılında Bolvadin İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde şube müdürü olarak çalıştım. Bunun yanı sıra, Bolvadin’de 24 Eylül İlkokulu’nun kurucu müdürü oldum. Bu okul daha sonra Anadolu Lisesi’ne dönüştü.
O yıllarda eğitimin zorlukları nelerdi?
Şimdiye kıyasla imkanlarımız oldukça sınırlıydı. Örneğin, Sandıklı’daki görevimde tek öğretmendim ve aynı zamanda okul müdürlüğünü de yürütüyordum. Beş sınıflı bir okuldu ve sabahçı-öğlenci sistemi uygulanıyordu. Okulların fiziki yapısı yeterli değildi. Bazen öğretmen lojmanları bile sınıf olarak kullanılıyordu. Kalabalık sınıflarda birebir ilgilenmek zordu, ancak her öğrenciyle yakından ilgilenmeye çalışırdım. Özburun’daki görevimde toplam 240 öğrenci vardı ve tek başıma 80 öğrenciyi okutuyordum. Bolvadin’de ise 46 kişilik sınıflarım oldu. Kalabalık sınıflar, eğitimi zorlaştırsa da öğretmen olarak öğrencilerimle birebir iletişim kurmaya büyük özen gösterdim.
Isınma koşulları nasıldı?
Okullar sobayla ısınıyordu. Yakacak ihtiyacını öğrenciler evlerinden getirirdi. Sabahları sobaları yakar, dersimize öyle başlardık. Bazen yakacak az olurdu, bu yüzden kış aylarında daha sık mola vererek öğrencilerin üşümesini önlemeye çalışırdık.
⸻
Öğrencilerle Bağını Hiç Koparmayan Bir Öğretmen
Öğrencilerinizle hala görüşüyor musunuz?
Evet, hayatta olan tüm öğrencilerimle hala görüşüyorum. Aramızdaki bağ hiç kopmadı. Hepsi bana büyük bir saygıyla yaklaşır. Aralarında doktor, mühendis, öğretmen, esnaf ve önemli devlet kadrolarında görev yapanlar var. Onlarla gurur duyuyorum. Eğitimin gerçek başarısı, öğrencilerin hayata iyi bir şekilde hazırlanmasıdır.
Eğitim sistemindeki değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Eskiden öğretmen ve öğrenci arasındaki iletişim çok daha yakındı. Şimdi teknoloji eğitime büyük kolaylık sağladı ama öğretmen-öğrenci ilişkisi o eski samimiyetini kaybetti. Biz eskiden öğrencilerle daha birebir ilgilenirdik. Karneleri elle yazardık, okuma yazmayı öğrenen öğrencileri ödüllendirirdik. Şimdi ise çoğu şey bilgisayarla yapılıyor.
⸻
Öğretmen Adaylarına Tavsiyeler
Bu mesleğe yıllarını vermiş bir eğitimci olarak genç öğretmenlere ne tavsiye edersiniz?
Öğretmenlik sadece bilgi aktarmak değildir, aynı zamanda bir karakter inşa etmektir. Sabır, sevgi ve özveri olmadan bu meslek yapılmaz. Her öğrencinin farklı bir hikayesi vardır. Onların dünyasına girmek, onlara yol göstermek öğretmenlik mesleğinin en kutsal yanıdır. Öğrencilerinizin hayatına dokunun, onları sadece akademik anlamda değil, insan olarak da geliştirmeye çalışın. Eğer bir öğrenciye güven verirseniz, hayatı boyunca o güveni hisseder ve kendine inanır. Bu yüzden öğretmenlik sadece okulda biten bir meslek değildir, hayat boyu süren bir sorumluluktur.
⸻
Eğitimin Ötesinde: Topluma Hizmet
Eğitimcilik dışında da önemli görevler üstlendiniz. Bize bu süreçten bahseder misiniz?
Evet, 1994-2003 yılları arasında Bolvadin İlçe Kaymakamlığı Mütevelli Heyeti üyesi olarak görev yaptım. Bu dönemde ilçemizin eğitim ve sosyal gelişimi için çeşitli projelerde bulundum. Eğitimin yalnızca sınıfta olmadığını düşünüyorum; toplumsal gelişim de eğitimle başlar. Mütevelli heyetinde görev yaptığım yıllarda, ilçemizin kalkınması için elimden geleni yaptım.
⸻
Son Sözler
Eğitime adanmış bir ömür ve yüzlerce başarı hikayesi… Kadri Sevim’in meslek hayatı, öğretmenliğin sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir adanmışlık olduğunun en güzel kanıtlarından biri. Kendisinin samimi anlatımları, öğretmenlik mesleğine gönül verenler için büyük bir ilham kaynağı.
Biz de bu keyifli sohbet için kendisine teşekkür ediyor ve eğitime katkılarından dolayı şükranlarımızı sunuyoruz.
Yorumlar
Kalan Karakter: